CAMİLER
ULU CAMİİ (CAMİ-İ KEBİR) Mardin’deki camilerin en eskisidir. Ulu Cami Mahallesindedir. Kıble duvarına paralel uzanan üç nef, mihrap önünde iki nef boyunca tromplu ve dıştan yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Altı paye üzerine oturan kubbe bütün mekana hakimdir. Çapraz tonozlu revaklarda yalnız kuzeyde beş bölüm kalmış, diğerleri kaybolmuştur. Burada revaklar arasında küçük selsebilli bir eyvan dikkati çeker. Minaresi Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İl-gazi zamanında inşa edilmiştir (1176). Bu camiye Artuklu Hükümdarlarından Melik Salih (1312-1362)bir kısım malını vakıf yapmıştır. Bunlar 38 dükkan, 1 hamam, Bab-ı Cedid civarında 1 bahçe ve Mardin köylerinde birçok bağdan oluşuyordu. Mardin’in en önemli İslami merkezlerinden bir olan Ulu Cami, devasa yapısıyla tarihin ihtişamını gökyüzüne mağrur minaresi ile göz kırparak taşımaktadır.
ULU CAMİİ (CAMİ-İ KEBİR) Mardin’deki camilerin en eskisidir. Ulu Cami Mahallesindedir. Kıble duvarına paralel uzanan üç nef, mihrap önünde iki nef boyunca tromplu ve dıştan yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Altı paye üzerine oturan kubbe bütün mekana hakimdir. Çapraz tonozlu revaklarda yalnız kuzeyde beş bölüm kalmış, diğerleri kaybolmuştur. Burada revaklar arasında küçük selsebilli bir eyvan dikkati çeker. Minaresi Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İl-gazi zamanında inşa edilmiştir (1176). Bu camiye Artuklu Hükümdarlarından Melik Salih (1312-1362)bir kısım malını vakıf yapmıştır. Bunlar 38 dükkan, 1 hamam, Bab-ı Cedid civarında 1 bahçe ve Mardin köylerinde birçok bağdan oluşuyordu. Mardin’in en önemli İslami merkezlerinden bir olan Ulu Cami, devasa yapısıyla tarihin ihtişamını gökyüzüne mağrur minaresi ile göz kırparak taşımaktadır.
ZEYNEL ABİDİN CAMİİ VE TÜRBESINusaybin ilçesinde Hz. Muhammed’in 13. torunlarından olan Zeynel Abidin adıyla anılan camide kendisinin ve kız kardeşi Zeynep’in türbeleri vardır. Peygamberimiz Hz.Muhammed’in berberliğini yapmış olduğu söylenen Selman-ı Pak’ın ziyaretgahı mevcuttur.
KASIMİYE MEDRESESİ :Akkoyunlu Hükümdarı Cihangir oğlu Kasım Padişah Mardin’e atandığı zaman şehri onarmak için hummalı bir faaliyete başlar. Bu özverili çalışmasını taçlandıran ve günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta durabilen bu çok amaçlı medreseyi yaptırmıştır(1469)
Tuğlu tonozlu revaklar ve yanlara doğru derin tonozlarla genişletilmiş tromp kubbeli Cami, revaklı avluda büyük eyvanın selsebilli kanallarda ortadaki havuza bağlanmıştır. İki teras üzerine iki katlı medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir.
Tuğlu tonozlu revaklar ve yanlara doğru derin tonozlarla genişletilmiş tromp kubbeli Cami, revaklı avluda büyük eyvanın selsebilli kanallarda ortadaki havuza bağlanmıştır. İki teras üzerine iki katlı medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir.
ZİNCİRİYE (SULTAN İSA) MEDRESESİ1385 yılında Melik Necmeddin İsa Bin Muzaffer Davut Bin El Melik Salih tarafından yaptırılmıştır. Medresenin girişindeki taş işlemeler dikkat çekicidir. İki avlulu ve iki katlı olup, avlunun dışında kalan mekanlarla iyice yayılmış, dilimli kubbeleriyle uzaktan dikkati çeker. Medresede Sultan İsa Türbesi ve birçok eski kitabeler mevcuttur. Medresenin yüksekte kurulmasının amacı, rasathane olarak kullanıldığındandır. Mihrapta kullanılan taşa, ışık vurunca taş renk cümbüşüne dönüşür. Müze olarak da kullanılmıştır.
KİLİSELER
MOR BEHNAM (KIRKLAR)KİLİSESİ5. yy.da yapılmıştır. Şar Mahallesindedir. Kilise üç giriş kapılı ince taş işçiliği ile işlenmiş mihrapları, dörtyüz yıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yer aldığı divan mevcuttur. 1170 yılında kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bugün Mardin Metropolitlik Kilisesidir.
MERYEMANA KİLİSESİ VE PATRİKHANE 1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan Kilisede; kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yer alır. Patriğin oturma yeri ve İncil vaaz yeri, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliği ile bambaşka bir görünüm sergilemektedir. İçi 21 sütun üzerinde “Varnadrun, Baharan “koro balkonu aküstiktir.
Patrikhane, 1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Benham Banni tarafından inşa ettirilmiştir. 1988 yılında Kültür Bakanlığına devredilen Patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Eski Patrikhane binasının bir kısmı, ilde ana caddenin 1914-1915 yıllarında Almanların demirden yapılmış tekerlekli arabaların geçebilmesi için yapılan genişletme çalışmalarında yıkılmıştır. 1958 yılında ana cadde genişletilip Cumhuriyet Alanı ve yol bugünkü hale getirilmiştir.
MERYEMANA KİLİSESİ VE PATRİKHANE 1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan Kilisede; kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yer alır. Patriğin oturma yeri ve İncil vaaz yeri, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliği ile bambaşka bir görünüm sergilemektedir. İçi 21 sütun üzerinde “Varnadrun, Baharan “koro balkonu aküstiktir.
Patrikhane, 1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Benham Banni tarafından inşa ettirilmiştir. 1988 yılında Kültür Bakanlığına devredilen Patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Eski Patrikhane binasının bir kısmı, ilde ana caddenin 1914-1915 yıllarında Almanların demirden yapılmış tekerlekli arabaların geçebilmesi için yapılan genişletme çalışmalarında yıkılmıştır. 1958 yılında ana cadde genişletilip Cumhuriyet Alanı ve yol bugünkü hale getirilmiştir.
DEYRÜLZAFARAN MANASTIRIMardin ilinin 5 km doğusunda bulunan Deyrülzafaran Manastırı, Yukarı Mezopotamyaya bakan yamaçlarda yer almaktadır. Süryanilerin tarihi ve dini değerleri arasında bugüne kadar ayakta kalabilmiş müstesna bir abide olan manastır 639 yıl boyunca dünya Süryanilerinin Patriklik Merkezliğini yapmıştır.
Manastırın MÖ.ye ait kısımlarının kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, Mardin ilinin kuruluşuna kadar uzandığı tahmin edilmektedir. MÖ.ye ait yapı 19.yy.da bulunmuştur. Yapının bu kısmında göze çarpan en önemli özellik tavan yapısıdır. Tavanı oluşturan taşlar 20*0.5 m.ebatlarında 13 sıra halinde ve aralarında herhangibir harç olmaksızın birbirine kenetlenmiş halde duran geometrik yapıdadır. Göze çarpan bir diğer özellik ise mabedin her iki tarafında kurban sunulan yeri olan kemerli bölümlerin bulunmasıdır. Tapınak 52.5 m².dir.
Manastırın MS.ya ait dönemlerde yapılan eklentiler Hiristiyanlık döneminin başlamasıyla birlikte gerçekleşmiştir(MS.493).
DEYRULUMUR MANASTIRIMidyat’ın 18 km.doğusunda olup, Savurlu Mor Samuel ile Kartminli Mor Şemun tarafından MS.397 de inşa edilmiştir. 615 ve 1049 da Metropolitlik Merkezi olmuştur.
MOR YAKUP MANASTIRINusaybin İlçe merkezindeki Manastır, Mor Şabo ve 11 öğrencisinin şehitliğine kadar Mecusi tapınağıydı. Tapınak kalıntıları üzerine MS.328 yılında Mor Yakup’un ölümünden sonra adına ithafen inşa edilmiştir. İçinde Türbesi vardır. XIX.yy.la kadar bünyesinde rahipler yaşardı.
MERYEMANA MANASTIRIMidyat Anıtlı (Hah) Köyündedir. Yöre Süryanilerinin genel kanısına göre Meryemana Manastırı, üç Mecusinin gelip kurduğu şehirdir.
MOR DIMET MANASTIRISavur İlçesi Dereiçi Köyündedir.Manastıra gelen romatizma hastalarının iyleşmesi sebebiyle buraya Romatizma Manastırı da denilmektedir.
DARA ÖREN YERİ
Mardin’in Güneydoğusunda 30 km.uzaklıkta Oğuz Köyü’ndedir. Burası eski Mezopotamya bölgesinin en ünlü kenti iken bugün küçük bir köy yerleşmesi haline gelmiştir. Yerleşme Büyük İskender’le Dara’nın savaşına da sahne olmuştur. Kent İran Hükümdarı ünlü Darayuvaşi tarafından kurulmuş, çeşitli dönemlerde İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir. VII yy.sonlarına doğru Emevilerin daha sonra Abbasilerin XV yy.da Türklerin eline geçmiştir. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve arasıra bulunan paralara bakılacak olursa Dara’nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu söylenebilir. Dara Kent Kalıntıları Mardin yönünden gelirken solda kayalar içinde oyulmuş çevresi 8-10 km.yi bulan geniş bir alana yayılmış mağara evler vardır. Buradan çıkan taşları kentin diğer bölümünde kullanıldığı görülmektedir. Mağaraların doğusunda yeralan kaya mezarları Kuruçayla sınırlanmaktadır.
Asıl kent çevresi 4 km.surla korunmuştur. Güney ve Kuzeye açılan iki kapısı vardır. İçkale kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Bugün tepe üzerinde evler yapılmış olup, kalenin temel izlerinden başka bir şeyi kalmamıştır. Kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan, tophane ve su bendi halen görülebilmektedir.
Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak, görkemli birsu bendi yapılmıştır. Bugün de bentten su akmaktadır. Yörede pek çok tarihi eşya, para ve heykeller çıkmaktadır.
Ayrıca köyün etrafında kayalara oyulmuş 6-7 kadar mağara eve rastlanır. Geç Roma(Erken Bizans) (6 yy.)
MEŞHUR MARDİN KALESİ
Mardin Kalesi: Mardin Kalesinin diğer bir ismi "Kartal Yuvası"dır. Şehrin büyük bir kısmının dayanmış olduğu zinin üst kafesine kurulmuş müstahkem bir mevkidir.
Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kaledir.
MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil'den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin�e yerleştirir. Getirilen halkın vasıtasıyla MS.442 yılına kadar birçok ilerlemeler görülür. M5.442'da veba salgınından dolayı kaledekilerden sağ kalan olmadı. MS. 542'e kadar Mardin Kalesi boş kaldı.
M.S.975-976'da Hamdaniler'den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir.
Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu insanın çıkıp inmesi ihtimali bulunan yerlerinde, bundan istifade edilerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule hala ayaktadır. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar gözlenmektedir. Evliya Çelebi her zamanki anlatım özelliğiyle kale ambarlarının çok miktarda erzak,cephane ile dolu olduğunu yazmıştır.
l9.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Bir çok kez kuşatılan kale, Timur'u bile çileden çıkaran direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Dimdik ayakta iken şehrin altı kapısı mevcuttu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir.
Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir. Kartal Kalesinin şöhreti o kadar yaygındır ki, pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur.
Kalenin yaşadıklarına şahit olan Mezopotamya�ya medeniyetin ve tekniğin sihirli değneği deyince bu zümrüt ovayı bugün nura boğmuştur. Geceleri güney yönünden muhteşem Kartal Kalesine bakan biri, dağın eteklerinde parıldayan binlerce ışığı göğün yıldızları sanır.
Kız Kalesi : ( Kal'at ül al Mara-Lorna-Jurekm) Merkeze bağlıdır. İlin 5 km. doğusunda yayı andıran üç kaleden biridir. Tarihte çok önemli bir koruyuculuk görevi üstlenmiştir. Kalede, kral kızına ait taştan yapılmış bir taht, su sarnıçları, kuyular, mağaralar ve kalıntılar mevcuttur.
Kal'at ül Mara'da modern anlamda havacılık sporunu geliştirmek ve turizmi canlandırmak amacı ile teleferik projesinin uygulamaya konulması düşünülmektedir.
Erdemeşt Kalesi : Bülbül Köyü ile Arur Kalesi arasında kalan tepe üzerindeki kaledir.
Anır Kalesi : Mardin'e 5 km uzaklıkta, Deyrulzafaran Manastırının arkasında bulunan tepenin üzerinde çok eski geçmişe sahip kaledir.
Dara Kalesi: ( Daras Anastasiupolis) Merkeze bağlı kale, Mardin şehrinin 30 km. doğusunda, meşhur Dara Harabeleri içinde yığma bir tepe üzerinde yükselir. Burası Yukarı Mezopotamya Bölgesinin en ünlü tarihi şehri iken bugün bir köy görünümündedir. Oysa ki, tiyatro sahneleri, su sarnıçları, su değirmeni, barajı, mahsara, köprü, 40 m. derinliğinde yer altındaki zindanı ve üniversitesiyle çok önemli bir medeniyet katmanı olarak tarihte parlak bir dönem yaşamıştır.
Kaleyi meşhur İran hükümdarı Dara Yuvaniş yaptırmıştır. Miladın ilk yıllarına kadar İranlılar'la Romalılar arasında el değiştirmiş kale günümüze kadar özeliğini korumuştur.
Rabbat Kalesi : Derik ilçesinin 15 km. batısında, Hisaraltı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Binlerce yıllık bir tarihe sahiptir. Artuklu döneminde onarımdan geçmiş ve bir takım eklemelere maruz kalmıştır. 15 burcu, 4 köşesinde 4 gözetleme kulesi mevcuttur. Burçların yüksekliği 15 metredir. Kalenin doğuda ve batıda iki kapısı bulunmaktadır. Yeraltında inşa edilen barınaklar üzeri toprak yığılı bir şekilde zamanında önemli bir görev yüklenmiştir. Yeraltında saray kalıntıları, erzak ambarları ...
Dermetinan Kalesi : Kale, Mazıdağı ilçesinin 20 km. kuzeybatısında ve Gümüşyuva Köyü sınırları içindedir. Mardin'den sonra Diyarbakır'ın fethine karar veren Timur, Mezopotamya'ya Karadağ istikametinden açılan boğaza hakim olma, Mardin ve Diyarbakır'ın birbirine yardım yollarını kapatma, her iki tarafın geçidini emniyet altına almak amacıyla arazi üzerinde keşifler yaptırmış ve ilk iş olarak kendisine geçit vermeyen Dermetinan Kalesinin fethini emretmiştir. Kalenin fethi beklendiği gibi kolay olmamıştır. l50 m. yüksekliğinde bir tepenin üst düzlüğüne inşa edilen kale Timur'u uzun zaman uğraştırmıştır.
Dermetinan Kalesinde dikkati çeken bir başka özellik Bizans döneminden kalma, kapısında iki mühür bulunan mermer bir mezarlıktır. Burada duvar kabartmalarının orijinal yapısı oldukça önemlidir. Kale, Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Sekiz burç ve gözetleme kuleleri, kuzeye açılan tek kapı ve içerdeki su sarnıçları...
Zarzavan Kalesi : Sammachisacane (Mardin-Diyarbakır karayolu üzerinde) İpek yolunun en güzel köşelerinden birinde 50 m. yükseklikteki bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapılış amacı tamamıyla kervan ticaretiyle uğraşanların güvenliği içindir. Timur'un Mardin'i zaptetme girişimleri sırasında bu kale ele geçirilmiş, karşı koyanlar öldürülmüş ve ardında bir harabe bırakılarak çekilip gidilmiştir.
Savur Kalesi(Sauras) : Kale, Savur ilçesinin sırtını dayadığı yüksek bir tepenin üst düzlüğüne tek beden halinde kurulmuştur. Romalılar tarafından zamanın stratejik kaideleri göz önünde bulundurularak inşa edilmiştir. Romalılarla Araplar arasındaki büyük çekişmelere sahne olan Savur Kalesi devamlı surette el değiştirmiş ve uzun zaman merkezi bir kale olarak kalmıştır.
Kale, İpek yolunun can damarı konumundaki hakim bir mevkide tüm esrarengizliğiyle durmaktadır.
Aznavur Kalesi: Kale, Nusaybin ilçesinin 14 km. kuzeydoğusundadır. Aznavur Kalesi geniş bir vadinin üzerinde iki penin zirvesindedir.
Kale H.360-M.970'de Hamdan Bin A1 Hasan, Hasır Al-davla Bin Abdullah Bin Hamdan taraf inşa edilmiştir. Doğudan batıya 400 m. uzunluğunda genişliği 30-60 m. arasında değişmektedir. Kalenin inşa edilmiş olduğu düzlüğün zemini doğuda 800, batıda 300 m. yüksekliktedir. Kale 14 burç, iki gözetleme kulesiyle tahkim edilmiştir. Güneye açılan tek kapısı doruğa kale meydanına gider, burada kale bedeyinin mekanı görülmeye değer bir özelik teşkil etmektedir. Güneyde Suriye Ovasına hakim bulunan kulesi hala ayaktadır.
Rahabdium-Hafemtay Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 20 km. kuzeydoğusunda. Suriye hududuna yakın bir tepe üzerinde Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Tepenin doğusunda bulunan vadiden Nusaybin-Midyat kervan yolu geçmekteydi. Romalıların Suriye'den gelecek tehlikeler için ileri karakolu görevi yapan Hafemtay Kalesi, uzun zaman Araplarla, Romalılar arasında çekişme konusu olmuştur. Bu nedenle de adı tarihte pek kanlı geçmektedir.
Kale gerek Nusaybin Ovasına ve gerekse kervan yolunun geçtiği vadiye, Suriye Ovasına tamamıyla hakim bir durumdadır. Güneyden kuzeye doğru uzanan kalenin 14 burcu, iki gözetleme kulesi mevcut olup uzunluğu 1500 metreyi bulan surlarının yüksekliği 10, burçlar ile gözetleme kulesinin 20 metre kadardır.
Kaleye giriş güneyden tek noktadan yapılır. Kale meydanında su sarnıçları, erzak ambarları bazı bina kalıntıları ile yer altı mahzenleri görünmektedir.
Merdis-Marin Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzeydoğusundadır, Marin kalesi, eski Merdis şehrinin üzerinde yüksek bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Çevre genişliği 1500 metredir.12 kule ve burcu vardır. Güneye açılan kapısı eskiden bir demir kapı ile korunurmuş.
Kalenin doğusunda Merdis Kralının şatosu bulunmakta, şatonun altında kayalara oyulmuş, derinliği 5, uzunluğu 18, genişliği 5 metre olan bir mahzen, bunun yanında da suyu eksilmeyen bir sarnıç vardır.
Kalenin kimler tarafından yaptırıldığına dair bir kayıt olmamasına rağmen, inşa tarzından bir Bizans eseri olduğu ve tarihte bir çok kez onarıldığı anlaşılmaktadır. Kalenin burç ve surları günümüze kadar özeliğini muhafaza etmiştir.
Haytam Kalesi : (Turabdin-Dimitriyus) Günyurdu-Dibek Köyleri arasındadır. Servis yolunun 500 m doğusunda 1254 rakımlı Bagok(İzlo) dağının doğusunda yer alır. MS:351 yılında Roma İmparatoru Büyük Konstantin oğlu Kustus tarafından inşa edildi. Kaleye bağlı Basibrin Köyü vardır. Kale çok el değiştirmiş olup, M5.1462'de Uzun Hasan Begin hizmetçisi olan Kör Halil isminde bir Türk Amiri tarafından işgal edildi. Bugün yıkıntılar görünümündedir. Deyrulumur Manastırı yakınındadır.
El Nıhman Kalesi : Bülbül Köyünde bulunan kaledir. Kalede 3 katlı Hapis mevcuttur.
Mardin Kalesi: Mardin Kalesinin diğer bir ismi "Kartal Yuvası"dır. Şehrin büyük bir kısmının dayanmış olduğu zinin üst kafesine kurulmuş müstahkem bir mevkidir.
Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kaledir.
MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil'den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin�e yerleştirir. Getirilen halkın vasıtasıyla MS.442 yılına kadar birçok ilerlemeler görülür. M5.442'da veba salgınından dolayı kaledekilerden sağ kalan olmadı. MS. 542'e kadar Mardin Kalesi boş kaldı.
M.S.975-976'da Hamdaniler'den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir.
Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu insanın çıkıp inmesi ihtimali bulunan yerlerinde, bundan istifade edilerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule hala ayaktadır. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar gözlenmektedir. Evliya Çelebi her zamanki anlatım özelliğiyle kale ambarlarının çok miktarda erzak,cephane ile dolu olduğunu yazmıştır.
l9.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Bir çok kez kuşatılan kale, Timur'u bile çileden çıkaran direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Dimdik ayakta iken şehrin altı kapısı mevcuttu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir.
Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir. Kartal Kalesinin şöhreti o kadar yaygındır ki, pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur.
Kalenin yaşadıklarına şahit olan Mezopotamya�ya medeniyetin ve tekniğin sihirli değneği deyince bu zümrüt ovayı bugün nura boğmuştur. Geceleri güney yönünden muhteşem Kartal Kalesine bakan biri, dağın eteklerinde parıldayan binlerce ışığı göğün yıldızları sanır.
Kız Kalesi : ( Kal'at ül al Mara-Lorna-Jurekm) Merkeze bağlıdır. İlin 5 km. doğusunda yayı andıran üç kaleden biridir. Tarihte çok önemli bir koruyuculuk görevi üstlenmiştir. Kalede, kral kızına ait taştan yapılmış bir taht, su sarnıçları, kuyular, mağaralar ve kalıntılar mevcuttur.
Kal'at ül Mara'da modern anlamda havacılık sporunu geliştirmek ve turizmi canlandırmak amacı ile teleferik projesinin uygulamaya konulması düşünülmektedir.
Erdemeşt Kalesi : Bülbül Köyü ile Arur Kalesi arasında kalan tepe üzerindeki kaledir.
Anır Kalesi : Mardin'e 5 km uzaklıkta, Deyrulzafaran Manastırının arkasında bulunan tepenin üzerinde çok eski geçmişe sahip kaledir.
Dara Kalesi: ( Daras Anastasiupolis) Merkeze bağlı kale, Mardin şehrinin 30 km. doğusunda, meşhur Dara Harabeleri içinde yığma bir tepe üzerinde yükselir. Burası Yukarı Mezopotamya Bölgesinin en ünlü tarihi şehri iken bugün bir köy görünümündedir. Oysa ki, tiyatro sahneleri, su sarnıçları, su değirmeni, barajı, mahsara, köprü, 40 m. derinliğinde yer altındaki zindanı ve üniversitesiyle çok önemli bir medeniyet katmanı olarak tarihte parlak bir dönem yaşamıştır.
Kaleyi meşhur İran hükümdarı Dara Yuvaniş yaptırmıştır. Miladın ilk yıllarına kadar İranlılar'la Romalılar arasında el değiştirmiş kale günümüze kadar özeliğini korumuştur.
Rabbat Kalesi : Derik ilçesinin 15 km. batısında, Hisaraltı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Binlerce yıllık bir tarihe sahiptir. Artuklu döneminde onarımdan geçmiş ve bir takım eklemelere maruz kalmıştır. 15 burcu, 4 köşesinde 4 gözetleme kulesi mevcuttur. Burçların yüksekliği 15 metredir. Kalenin doğuda ve batıda iki kapısı bulunmaktadır. Yeraltında inşa edilen barınaklar üzeri toprak yığılı bir şekilde zamanında önemli bir görev yüklenmiştir. Yeraltında saray kalıntıları, erzak ambarları ...
Dermetinan Kalesi : Kale, Mazıdağı ilçesinin 20 km. kuzeybatısında ve Gümüşyuva Köyü sınırları içindedir. Mardin'den sonra Diyarbakır'ın fethine karar veren Timur, Mezopotamya'ya Karadağ istikametinden açılan boğaza hakim olma, Mardin ve Diyarbakır'ın birbirine yardım yollarını kapatma, her iki tarafın geçidini emniyet altına almak amacıyla arazi üzerinde keşifler yaptırmış ve ilk iş olarak kendisine geçit vermeyen Dermetinan Kalesinin fethini emretmiştir. Kalenin fethi beklendiği gibi kolay olmamıştır. l50 m. yüksekliğinde bir tepenin üst düzlüğüne inşa edilen kale Timur'u uzun zaman uğraştırmıştır.
Dermetinan Kalesinde dikkati çeken bir başka özellik Bizans döneminden kalma, kapısında iki mühür bulunan mermer bir mezarlıktır. Burada duvar kabartmalarının orijinal yapısı oldukça önemlidir. Kale, Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Sekiz burç ve gözetleme kuleleri, kuzeye açılan tek kapı ve içerdeki su sarnıçları...
Zarzavan Kalesi : Sammachisacane (Mardin-Diyarbakır karayolu üzerinde) İpek yolunun en güzel köşelerinden birinde 50 m. yükseklikteki bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapılış amacı tamamıyla kervan ticaretiyle uğraşanların güvenliği içindir. Timur'un Mardin'i zaptetme girişimleri sırasında bu kale ele geçirilmiş, karşı koyanlar öldürülmüş ve ardında bir harabe bırakılarak çekilip gidilmiştir.
Savur Kalesi(Sauras) : Kale, Savur ilçesinin sırtını dayadığı yüksek bir tepenin üst düzlüğüne tek beden halinde kurulmuştur. Romalılar tarafından zamanın stratejik kaideleri göz önünde bulundurularak inşa edilmiştir. Romalılarla Araplar arasındaki büyük çekişmelere sahne olan Savur Kalesi devamlı surette el değiştirmiş ve uzun zaman merkezi bir kale olarak kalmıştır.
Kale, İpek yolunun can damarı konumundaki hakim bir mevkide tüm esrarengizliğiyle durmaktadır.
Aznavur Kalesi: Kale, Nusaybin ilçesinin 14 km. kuzeydoğusundadır. Aznavur Kalesi geniş bir vadinin üzerinde iki penin zirvesindedir.
Kale H.360-M.970'de Hamdan Bin A1 Hasan, Hasır Al-davla Bin Abdullah Bin Hamdan taraf inşa edilmiştir. Doğudan batıya 400 m. uzunluğunda genişliği 30-60 m. arasında değişmektedir. Kalenin inşa edilmiş olduğu düzlüğün zemini doğuda 800, batıda 300 m. yüksekliktedir. Kale 14 burç, iki gözetleme kulesiyle tahkim edilmiştir. Güneye açılan tek kapısı doruğa kale meydanına gider, burada kale bedeyinin mekanı görülmeye değer bir özelik teşkil etmektedir. Güneyde Suriye Ovasına hakim bulunan kulesi hala ayaktadır.
Rahabdium-Hafemtay Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 20 km. kuzeydoğusunda. Suriye hududuna yakın bir tepe üzerinde Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Tepenin doğusunda bulunan vadiden Nusaybin-Midyat kervan yolu geçmekteydi. Romalıların Suriye'den gelecek tehlikeler için ileri karakolu görevi yapan Hafemtay Kalesi, uzun zaman Araplarla, Romalılar arasında çekişme konusu olmuştur. Bu nedenle de adı tarihte pek kanlı geçmektedir.
Kale gerek Nusaybin Ovasına ve gerekse kervan yolunun geçtiği vadiye, Suriye Ovasına tamamıyla hakim bir durumdadır. Güneyden kuzeye doğru uzanan kalenin 14 burcu, iki gözetleme kulesi mevcut olup uzunluğu 1500 metreyi bulan surlarının yüksekliği 10, burçlar ile gözetleme kulesinin 20 metre kadardır.
Kaleye giriş güneyden tek noktadan yapılır. Kale meydanında su sarnıçları, erzak ambarları bazı bina kalıntıları ile yer altı mahzenleri görünmektedir.
Merdis-Marin Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzeydoğusundadır, Marin kalesi, eski Merdis şehrinin üzerinde yüksek bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Çevre genişliği 1500 metredir.12 kule ve burcu vardır. Güneye açılan kapısı eskiden bir demir kapı ile korunurmuş.
Kalenin doğusunda Merdis Kralının şatosu bulunmakta, şatonun altında kayalara oyulmuş, derinliği 5, uzunluğu 18, genişliği 5 metre olan bir mahzen, bunun yanında da suyu eksilmeyen bir sarnıç vardır.
Kalenin kimler tarafından yaptırıldığına dair bir kayıt olmamasına rağmen, inşa tarzından bir Bizans eseri olduğu ve tarihte bir çok kez onarıldığı anlaşılmaktadır. Kalenin burç ve surları günümüze kadar özeliğini muhafaza etmiştir.
Haytam Kalesi : (Turabdin-Dimitriyus) Günyurdu-Dibek Köyleri arasındadır. Servis yolunun 500 m doğusunda 1254 rakımlı Bagok(İzlo) dağının doğusunda yer alır. MS:351 yılında Roma İmparatoru Büyük Konstantin oğlu Kustus tarafından inşa edildi. Kaleye bağlı Basibrin Köyü vardır. Kale çok el değiştirmiş olup, M5.1462'de Uzun Hasan Begin hizmetçisi olan Kör Halil isminde bir Türk Amiri tarafından işgal edildi. Bugün yıkıntılar görünümündedir. Deyrulumur Manastırı yakınındadır.
El Nıhman Kalesi : Bülbül Köyünde bulunan kaledir. Kalede 3 katlı Hapis mevcuttur.
Mardin Tarifi Herkesi kabul etmiş. Din, Dil, Irk, renk ayrımı yapmadan, Mardin’ im de gökyüzü özgürlüğü,Güvercinler barışı simgeler. Biz unuttukmu kına gecelerini? Zılgıt, zılgıt taş evlerden çıkan gelinleri, Kına sürerler ellere Mardin Mardin diye. Şimdi sen söyle Mardin’im hangisinden başlasam anlatmaya. Tarihler içinde tarih yazmaya. Gerek duymuyorum aslında, Bilen biliyor ya, Sen ki gecesi gerdanlık, gündüzü seyranlık, gezmesi diyarlık bir antik kent. Mardin Mardin, tarifi edilmez güzelliğini yaşamak lazım mardin'de o lezetli yemeklerini, Mardin yemek tariflerini ve mardin tarihi yerleri mardinde gezilecek o kadar çok yer var ki
YanıtlaSilhttp://www.mardintarifi.com/
iyi ama resimleri pek net değil lütfen düzeltin
YanıtlaSil