BURASI MEZOPOTAMYA
Fırat ile Diclenin,
sarp dağlardan yüklenen anadolu bereketini yarı çöl ovalarda cömertçe dağıttığı coğrafya...
Kavuşmaya yemin etmiş iki sevgili..
Aralarında kıvrılıp yatan uzaklığa inat, birleşme umudunun bitmeyen türküsünü mırıldandıkları diyar...
Kardeş kanıyla boyalı kızıl sularının vuslat ateşiyle kavrulduğu şattülarapta cennetten bir cehennem...
Burası Mezopotamya;
Kabil'in Habili öldürdüğü, ilk kardeş kanının aktığı yer..
Burada doğan herkesin alın yazısına 'mazlum' sıfatının yazıldığı,
bugüne kadar da yazılanın dışında hiçbirşeyin yaşanmadığı...
Birçok medeniyetin diğerinin üzerine bina edildiği,
eski tabirle "Medeniyetler Beşiği"...
Şimdi ise; medeniyetlerin kanıyla beslenen devletlerin meydana getirdiği mimsiz medeniyet...
Bu topraklarda hüküm sürmüş Sümerlerin, Perslerin, Babillilerin
ya savaşlarda ölerek, ya esir düşerek, ya da göç ederek,
diğer bütün mezopotamya halkları gibi,
birer birer tarih sahnesinden yok olduğu topraklardır...
Burası Uygarlığın ilkleri;
İlk kent devletleri, ilk krallıklar, ilk imparatorluklar...
İlk yazılar, ilk kanunlar, ilk şiirler, ilk şairler...
İlk mezarlar, ilk tapınaklar, zigguratlar, ilk piramitler...
İlk günahlar, ilk cinayetler, ilk katiller, ilk katliamlar...
Burası Mezopotamya...
Kültürler arası etkileşimin yaşamın tam da ortasından geçtiği güzergah...
Ehl-i tariklerin rabıtaya durdukları sükunet...
Silsile-i sadat efendilerinin yetiştiği manevi bir iklim...
Necef'te Hz.Ali, Bağdat'ta imam-ı azam ebu hanife, Kufe'de Abdülkadir Geylani...
Bu coğrafyada yaşanmış acıların ar damarı;
Kerbelada Hüseyin olmak...
Peygaber soyunun tertemiz kanı ile nurlanan toprakların,
Bugün kendi halkına zulmedenlerin kanları ile kirlendiği mahşerden bir muhakeme...
Burası peygamberler diyarı;
Adem peygamberin tövbesi..
Nuh aleyhisselama inanmayanların cezası, inananların mükafatı..
İbrahim peygamberin gül bahçesine dönen ateşi..
Yusuf'un kuyudaki sabrı..
Nemrudun kırılmış putları..
Burası Mezopotamya...
Kardeşin kardeşe kırdırlıdığı, acımasızların acınacak hallere düştüğü, vicdansızların insafa sığındığı kalleşlikler ülkesi...
Halepçede zehir soluyan öksüz bir ana ve kucağında yetim bir çocuk...
Kerkükte kınası yeni yakılmış gelinin namusuna göz diken vahşet timsali haydut ve askerleri...
Şii camisinde canlı bomba, sünni mahallesinde yola döşenmiş hedefsiz bir mayın...
Türkmen cephesinde terkedilmişlik hüznü, Kürt aşiretlerde kandırılmışlığın derin sarsıntısı...
Hudutların savaş meydanlarında çizildiği çağlarda beraber yaşamayı öğrenen halklar...
Mayasında nifak tohumu olan mürekkeple masada çizilen hudutlarda çatışmaya itilen halklar...
İlahi adaletin tecellisi ile zalime musallat olan bir başka zalimin hüküm sürdüğü topraklar...
Burası efsaneler diyarı..
Gılgamış destanında ölümsüzlük otu.
Kaf dağının ardında zümrüd-ü anka kuşu.
Babilin asma bahçelerinde kraliçe semiramis...
Hammurabi kanunlarında özgürlük.
Yılanlar ülkesinde şahmeran...
İki ırmak arasında sessiz ovalar...;
Mezopotamya ovasında gündüz mezarlık, gece gerdanlıktır... Mardin.
Nemrudun zirvesinde, uygarlığın beşiğine kralın gözüyle tanrıların katından bakmaktır... Adıyaman
Kale içinde soğuk bir kaledir... Diyarbakır cezaevi, kale içinde güzel bir şehirdir... Diyar-ı Bekir şehri
Manastırın duvarından düşen papaz çocuğunun yarasını saran ulu camii imamındaki şefkattir.... Midyat
Halid bin velid'in eline hiç karşı konmadan verilmesinin altında yatan ince sırdır... Hasankeyf
Aşiretlerin asırlık kültürü içinde kanaat önderi olmaktır... yaraya neşter atmaktır... çözümden yana olmaktır... Kızıltepe
Bir damla petrolün bir damla kandan daha değerli olduğu zalimane düşüncedir... Kerkük
Misak-ı milli de verilen tek ödünün adıdır... düşmana verilen en büyük ödülün adıdır... Musul
Ondan geriye kalan kan ve gözyaşıdır hala kanayan ve ağlayan... ana gibi yar olan... Bağdat
Sularının aynasında yansıyan hüzün aşığın maşukuyla hemdem olmasındandır... vuslattır... Şattülarap
Hürmüz boğazını ingiliz emeline dar ettiği tufanda sığınılacak sakin bir limandır... Basra
Bütün yaşanmışlıklara rağmen, ağır yenilgilerden sonra umut olmaktır... herdaim ütopyada kalan bir umudun adıdır... Mezopotamya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder